23 Şubat 2010 Salı

Duyarlı Taraftar



Direkten konuya gireyim, "hoşlanmıyorum efenim" gerçekten haz etmiyorum. Toplum normallerinin medya güdümü ile bu kadar kolay dışsallaştırılmasından hoşlanmıyorum. Konu maç üzerinden olduğundan anlaşılmıştır, konumuz guiza.

Efenim bu adam geldiğinde de gol kralı apoletine rağmen heyecanlanmış değildim. Ben bir fener taraftarı olarak fenerbahçede bu tarz oyuncuları görerek heyecanlanan biri değilim. Bunlarla heyecanlanıyor olsam beşiktaşı, galatasarayı, trabzonu tutuyor olurdum. tutmuyorum neden? çünkü benim fenerim son 3 yıla kadar eşekten ziyade topçu transfer ederdi. Evet sorunlusunu yaşlısını bilmemnesini getirir idi ama topçu getirir idi. Sonra ne olduysa oldu beton adam aziz dağıttı ve başımıza bunlar gelmeye başladı. Herneyse konuya dönelim;

Efenim bu guiza semerlisi bu takıma koşsun, mücadele etsin, kaşlarını büksün diye alınmadı. Bu semerli kardeşimiz bu paraları sadece gol atması için alıyor kardeşlerim. Nedir bu duyarlı taraftar ayağı. vay yapılan hoş değil, vay guiza neler hissedermiş, vay yapılan ayıpmış, vay herşeyini ortaya koyuyormuş muş muş muş da... bana ne mubarek?

Yahu halı saha maçında bile arkadaşınız 2 karşı karşıya kaçırsın surat ekşitmiyormusunuz, haşlamıyormusunuz? bu nedir ya Rıdvan beyimiz başladı bu tezgaha bir baktım blog alemimiz aynen bu arkın içinde. Kızarım kardeşim, tv başında bağırıp çağırdım stadda olsam orda bağırıp çağırırdım, kenarda semih varsa semih diye bağırırdım yoksa kim varsa onun adını bağırırdım. Dua etsinler selçuk diye bağırmadı taraftar.

Duyarlı olmak ayrı iş yapmayan adamı eleştirmek ayrı. Adam işini yapmıyor ağalar. İşini yapmıyor! burda gene sadece eleştirilip parasını alıyor özel sektörde iş yapmayanı hakaretin peşi sıra kovarlar! Terbiyesizliğe bak ya ağlamaklı olmuk. ...... gözyaşlarına! -afedersiniz- yok zaten takım yenilmiş kızgınım, doktorun istatistikleri gelişmiyor, sinirleri oynuyor bu semerli yüzünden birde böyle duygusal duyarlı destek delirmemek elde deil efenim.

Hayır kızgınlığımdan da saçmalıyorum biraz kızmayasınız ama bi zahmet insanların doğal tepkilerinide anlayıverin yahu. o stadda bu guiza yüzünden gözleri yaşla dolan az adam bulunmuyor.

6 Kasım 2009 Cuma

Kandiliniz Mubarek Olsun


Tüm fener alayının "Aslancık" kandilini kutlar sağlık mutluluk ve başarılar dileriz.

Blog Yönetimi



Yeminlen Söylüyorum #6




"Avusturyalı hakemin bu yönetim tarzı ile UEFA’nın önemli maçlarında görev alması zor."
Metin Tokat -hakem eskisi-


Steaua maçı hakemi hakkında önceki yönettiği ŞL finallerine ironik göndermeler yaparken. -herhalde, sanki, sanırsam-

6 Eylül 2009 Pazar

Türk Pasaportu


Belki biraz geç oldu lakin son dönemi kapsayan bir el çekme konusudur başlığımız. Son dönemde Arda'nın ağzından yine benzer açıklamalar dökülünce konu hakkında bir iki satır yazayım dedim.

Bundan 4-5 sene evvelinde yanında çalıştığım bir yahudi iş adamı -Allah rahmet eylesin- türkler için "masturbasyonu çok severler" demiş idi. Onun devlet bazlı bahsettiği bu el çekme olayı ülkenin her karış toprağında ve her alanında gerçekleştiği için hak vermemek elde değil.

Efenim ülkede el çekmeyi cinsel anlamda anlayanlar olsada mesele kişinin kendini tatmin etmesi olayıdır. Bu ise her alanda gerçekleşebilmektedir. Futboldaki yansıması ise bundan hiçde farklı değil.

Çıkan her yeni topçuyu maradona ilan edip gerçek dünyaya salınca Stoke City'e düşünce bu şok haliyle onarılmaz arazlar doğurabiliyor. Ülkenin gurur kaynağı kabul edilen topçuları ikinci sınıf takınmlarda dahi ilk 11 oyuncusu olamayınca bu arızanın giderilmesi için en kolay yol olan el çekme tercih ediliyor. Benzer sıkıntıyı Arda'ında yaşadığı açık. Bu kadar pompalanan genç bir oyuncu kendisine Manu'dan barcelonadan teklif gelmeyip kıytırık avrupa takımlarından teklif gelince "Lan!? yoksa ben o kadar da iyi değil miyim?" diye sormak yerine "türk pasaportum var" veya vakt-i zamanında Rüştü abisinin kullandığı "Müslüman olduğum için" resimlerini önüne koyuyor ve başlıyor el çekmeye. -Kaderin cilvesi müslüman oynatmayan! Reijkard müslüman bir ülkede:), Rüştü ne hissediyor acaba?-

Pek tabii Arda'nında, Rüştü'nün de ve yükselemeyeceğini anladığı gibi türkiye yolunu tutan nihat'ında ve bunlara aynı resimle el çektiren basınında söyledikleri yanlış -yalan demeyelim- olmaktan öte gidemiyor.

Arsenal Arshavin'e o paraları sayarken aklının ucundan bile ardayı geçirmiyor veya 4de 1i fiyatına tuncayı düşünmüyor. Mesele pasaport meselesi elbette değil. Mesele yeterlilik meselesi. Kendi ülkesinde hiç bir kritere dayanmayan bir kitlenin gazı ile şişen balon edirne ötesinden gelen şeker kristali ile patlayabiliyor.

Çünkü bu ülkede basın Anelka mı Nobre mi diye sorabiliyor? Bu ülkenin kodaman yazarları konfederasyon kupası milli oyuncusu diye 50 ye yakın forma giyen bir oyuncuyu küçümseyebiliyor veya kariyerinde sadece bir uefa kupası bulunan kendi teknik direktörünü yere göğe koyamazken ŞL şampiyonluğu bulunan hoca için kasap, manav geyiği yapabiliyor.

Sıkıntı ülkenin genel kritersizlik sıkıntısı. Bu ülkede uluslararası standartlar geçerli değildir. Daha bu akşam ki maçta ülkenin kalantor yorumcularından -Blok Ömer- Arda golü atınca "bak aslanıma her bi' şeyi yaptı bir de arka direkten golünü attı" diyerek golde armut toplayan kaleciyi es geçerken kendi yediği goller için rakip oyuncudan bahsetmeyip "basit goller yiyoruz" diye geçiştirmektedir.

Bu ortamda büyüyen çocukta annesinin aslanı iken aslında kedi olduğunu farkettiği an el çekmeye yönelmektedir. Gerçeklerle yüzleşmek zordur, acıdır, can sıkıcıdır, ego zedeleyicidir. Oysa el çekerseniz her akşam Kylie -minogue olanı- üzerine boşalabilirsiniz. Haliyle kolay gelsin koçlara!



el çekme : Argoda masturbasyon

28 Ağustos 2009 Cuma

Yeminlen Söylüyorum #5



"Biz ne zor gruplar gördük"
Yıldırım Demirören


ŞL kuraları sonrası daha evvelki katılımlarında gördüğü zor gruplardan çıktığını zannederek. Hafıza problemi var veya Stroh'u burnuna çekmiş yine.

26 Ağustos 2009 Çarşamba

Kürt Teröristler İngilterede




Fotoğraf AA veya DHA dan değil. The Sun gazetesinden. Olayda Diyarbakırda geçmiyor. Allah büyük bu kadar da üzerine olur mu? Allah'ın hikmeti oluyor. Ağızlarını gere gere terörden dem vuranların üzerine modern avrupadan, futbolun beşiğinden ingiltereden nefis bir örneğimiz var.

Çeşitli bloglarda da yorum olarak görüş belirtmiş idim. Futbol takipçileri arasında kendini bilen küçük bir grubun yanında kendini kulübü ile bulan çok büyük bir fanatik kitle mevcuttur ve bu kitle çok ufak bir kıvılcım ile ateş alabilecek kadar gazlıdır.

Her zaman her yerde defaatle gerçekleşen olayların benzeri diyarbakır da olunca TERÖR diye, Diyarbakır kümeye diye öfke kusanlar için sakinleşme vakti.

Bu arada bir grubu ısrarla yaftalarsanız bir süre sonra yaftayı üzerlerinden atamaz hale gelirler. Konuşanlar Türkiye'nin doğusunu pek bilmez ama TERÖR denilen illetden canı yanan Ankaralı, İstanbulludan çok Vanlı, Diyarbakırlı, Hakkarilidir. Mutedil olmalı, hafıza sahip olmalı, manisada olanları da hatırlamalı, avni akeri de hatırlamalı ve hepsinin üzerine kulağında maytap patlatılan Dida'nın yerde yatarkenki görüntüleri izlenip bu kadar abartılmamalı. Kişiselleştirilmemeli.

Bu arada yanlış anlaşılıyor bu olanların normal olduğunu düşünüyorum, doğru olduğunu düşünüyor değilim.

18 Ağustos 2009 Salı

Flaş Gelişme!


Haber aynen bu başlıkla servis ediliyor ve bu haberi bu şekilde servis eden sitelerin ne editöründen, ne yazarından tek bir eleştiri bile yapılmıyor. Üstüne nerdeyse 1.5 yıldır süren görüşmeler sırasında ve sonuçlanma aşamasına gelinen şu günlerde dahi bir tek federasyon yetkilisi ve/veya diğer kulüp yetkilisi konuşmuyor?

Yahu Süper Ligde oynayan 3 takımın yetkilileri bir araya geliyor ve aralarından birini nasıl şampiyon yaparlar onu tartışıyor, 3 saat kendi aralarında pazarlık edip bunu basına aynen bu cümlelerle açıklamakta beis görmüyorlar!

Toplantının ardından bir açıklama yapan Melih Gökçek, "Ankaragücü'nün 100. yılında Ankara halkı şampiyonluk bekliyor. Biz tüm güçlerimizi birleştirmeliydik ve bugün bu yüzden biraraya geldik. Ankara'ya şampiyon bir takım nasıl kazandırırız diye bugün görüşmelerimizi yaptık. 100. yıla yakışan bir takım yapacağız. Ankaragücü Kulübü için büyük bir stat projemiz var. Ankaraspor ile ilgili olarak da yeni bir yol izlenecek. Ancak önemli olan şu anda Ankaragücü. Tüm imkanlarımızı Ankaragücü için seferber edeceğiz. Bu yıl hazırlık dönemimiz. Gelecek yıl asıl Ankaragücü'nü göstereceğiz. Ben ve diğer arkadaşlarımız Ankaragücü için elimizden geleni yapacağız. Taraftarlarımızın istediği şampiyonluğu yaşatacağız" dedi.

Bu nasıl bir süper ligdir? Nerde bu ligin temizligcileri! bunca sene çok şike söylentisi duydum, gördüm, oluşuna şahit oldum, devre arası istifa eden teknik adamlar dahi gördüm ancak bu kadar aleni, bu kadar pespaye, bu kadar pişkince yapılan bir rezilliğe ilk defa şahit oluyorum!

"Bu sene hazırlık dönemi imiş" lafa bak! Esas haltı gelecek sene yiyeceklermiş! Bu takımların kendi aralarında yapacakları maçlar ne olacak bu sene? veya içlerinden biri düşme hattına girdiğinde diğer rakiplerle mücadele edenler neler yapacaklar? ufacık hatır gönül şikelerine dahi hucum eden medyanın kodamanları nerdeler. Yoklar, 2 yıldır zaten yoklardı ve bu yokluk sonucu pişkinlik doğdu zaten.

Buna Rağmen?


Bu sezon iki resmi golünü, UEFA Avrupa Ligi'nde Kazakistan’ın Tobol takımına ve İsrail'in M.Netanya takımına atan Çek futbolcu, buna rağmen geleceğe ümitle bakıyor. sporx.com

Buna rağmen? Ortada utanç verici bir durum mu mevcut? Türkçe derslerine tekrar mı dönmeli yoksa?

Soru nedir?

İşler ezbere döndüğünden ve her hafta özneler değişip konular sabit kaldığından olsa gerek muhabirlerimizin soru sorma ihtiyacı bulunmuyor gibi. Belki de sadece bana tuhaf geliyor, uzatıyor ömerin güvenci mikrofonu ve buyuruyor;

"Oyuna sonradan girdin, bir de gol attın"

Sonra mikrofon oyuncuya uzatılıyor. Rahatsız edici, ne tür bir cevap beklenir bilemiyorum ancak topcularda alışmış ki soruyu sallamadan maçın geneli hakkında yorum yapıyorlar. Yok bu cümlede bir soru var ve ben mi farketmiyorum? Böyle uzatılan mikrofona evet denir ve biter.

"Evet hacı izlemişsin maçı, sonradan girdim ve bir gol attım, doğrusun!?"

-herhalde türk medyasınını sevmiyorum, her şey batar mı bir adama? batıyor işte.-

Bir LigTv Açmazı -Belkimde Paradokstur-

Enteresan bir reklamı var LigTV nin. Stadyumda maç keyfinden çok daha fazlası diye ve bu reklam ilginçtir seyircisiz oynanan Beşiktaş-Antalya maçının seyircisiz tadı olmadığından dem vuruluşundan kısa bir süre sonra dönüyor. Samimiyetsiz, riyakar kocaman diller sadece boş konuşmada kullanılıyor.