28 Ağustos 2009 Cuma

Yeminlen Söylüyorum #5



"Biz ne zor gruplar gördük"
Yıldırım Demirören


ŞL kuraları sonrası daha evvelki katılımlarında gördüğü zor gruplardan çıktığını zannederek. Hafıza problemi var veya Stroh'u burnuna çekmiş yine.

26 Ağustos 2009 Çarşamba

Kürt Teröristler İngilterede




Fotoğraf AA veya DHA dan değil. The Sun gazetesinden. Olayda Diyarbakırda geçmiyor. Allah büyük bu kadar da üzerine olur mu? Allah'ın hikmeti oluyor. Ağızlarını gere gere terörden dem vuranların üzerine modern avrupadan, futbolun beşiğinden ingiltereden nefis bir örneğimiz var.

Çeşitli bloglarda da yorum olarak görüş belirtmiş idim. Futbol takipçileri arasında kendini bilen küçük bir grubun yanında kendini kulübü ile bulan çok büyük bir fanatik kitle mevcuttur ve bu kitle çok ufak bir kıvılcım ile ateş alabilecek kadar gazlıdır.

Her zaman her yerde defaatle gerçekleşen olayların benzeri diyarbakır da olunca TERÖR diye, Diyarbakır kümeye diye öfke kusanlar için sakinleşme vakti.

Bu arada bir grubu ısrarla yaftalarsanız bir süre sonra yaftayı üzerlerinden atamaz hale gelirler. Konuşanlar Türkiye'nin doğusunu pek bilmez ama TERÖR denilen illetden canı yanan Ankaralı, İstanbulludan çok Vanlı, Diyarbakırlı, Hakkarilidir. Mutedil olmalı, hafıza sahip olmalı, manisada olanları da hatırlamalı, avni akeri de hatırlamalı ve hepsinin üzerine kulağında maytap patlatılan Dida'nın yerde yatarkenki görüntüleri izlenip bu kadar abartılmamalı. Kişiselleştirilmemeli.

Bu arada yanlış anlaşılıyor bu olanların normal olduğunu düşünüyorum, doğru olduğunu düşünüyor değilim.

18 Ağustos 2009 Salı

Flaş Gelişme!


Haber aynen bu başlıkla servis ediliyor ve bu haberi bu şekilde servis eden sitelerin ne editöründen, ne yazarından tek bir eleştiri bile yapılmıyor. Üstüne nerdeyse 1.5 yıldır süren görüşmeler sırasında ve sonuçlanma aşamasına gelinen şu günlerde dahi bir tek federasyon yetkilisi ve/veya diğer kulüp yetkilisi konuşmuyor?

Yahu Süper Ligde oynayan 3 takımın yetkilileri bir araya geliyor ve aralarından birini nasıl şampiyon yaparlar onu tartışıyor, 3 saat kendi aralarında pazarlık edip bunu basına aynen bu cümlelerle açıklamakta beis görmüyorlar!

Toplantının ardından bir açıklama yapan Melih Gökçek, "Ankaragücü'nün 100. yılında Ankara halkı şampiyonluk bekliyor. Biz tüm güçlerimizi birleştirmeliydik ve bugün bu yüzden biraraya geldik. Ankara'ya şampiyon bir takım nasıl kazandırırız diye bugün görüşmelerimizi yaptık. 100. yıla yakışan bir takım yapacağız. Ankaragücü Kulübü için büyük bir stat projemiz var. Ankaraspor ile ilgili olarak da yeni bir yol izlenecek. Ancak önemli olan şu anda Ankaragücü. Tüm imkanlarımızı Ankaragücü için seferber edeceğiz. Bu yıl hazırlık dönemimiz. Gelecek yıl asıl Ankaragücü'nü göstereceğiz. Ben ve diğer arkadaşlarımız Ankaragücü için elimizden geleni yapacağız. Taraftarlarımızın istediği şampiyonluğu yaşatacağız" dedi.

Bu nasıl bir süper ligdir? Nerde bu ligin temizligcileri! bunca sene çok şike söylentisi duydum, gördüm, oluşuna şahit oldum, devre arası istifa eden teknik adamlar dahi gördüm ancak bu kadar aleni, bu kadar pespaye, bu kadar pişkince yapılan bir rezilliğe ilk defa şahit oluyorum!

"Bu sene hazırlık dönemi imiş" lafa bak! Esas haltı gelecek sene yiyeceklermiş! Bu takımların kendi aralarında yapacakları maçlar ne olacak bu sene? veya içlerinden biri düşme hattına girdiğinde diğer rakiplerle mücadele edenler neler yapacaklar? ufacık hatır gönül şikelerine dahi hucum eden medyanın kodamanları nerdeler. Yoklar, 2 yıldır zaten yoklardı ve bu yokluk sonucu pişkinlik doğdu zaten.

Buna Rağmen?


Bu sezon iki resmi golünü, UEFA Avrupa Ligi'nde Kazakistan’ın Tobol takımına ve İsrail'in M.Netanya takımına atan Çek futbolcu, buna rağmen geleceğe ümitle bakıyor. sporx.com

Buna rağmen? Ortada utanç verici bir durum mu mevcut? Türkçe derslerine tekrar mı dönmeli yoksa?

Soru nedir?

İşler ezbere döndüğünden ve her hafta özneler değişip konular sabit kaldığından olsa gerek muhabirlerimizin soru sorma ihtiyacı bulunmuyor gibi. Belki de sadece bana tuhaf geliyor, uzatıyor ömerin güvenci mikrofonu ve buyuruyor;

"Oyuna sonradan girdin, bir de gol attın"

Sonra mikrofon oyuncuya uzatılıyor. Rahatsız edici, ne tür bir cevap beklenir bilemiyorum ancak topcularda alışmış ki soruyu sallamadan maçın geneli hakkında yorum yapıyorlar. Yok bu cümlede bir soru var ve ben mi farketmiyorum? Böyle uzatılan mikrofona evet denir ve biter.

"Evet hacı izlemişsin maçı, sonradan girdim ve bir gol attım, doğrusun!?"

-herhalde türk medyasınını sevmiyorum, her şey batar mı bir adama? batıyor işte.-

Bir LigTv Açmazı -Belkimde Paradokstur-

Enteresan bir reklamı var LigTV nin. Stadyumda maç keyfinden çok daha fazlası diye ve bu reklam ilginçtir seyircisiz oynanan Beşiktaş-Antalya maçının seyircisiz tadı olmadığından dem vuruluşundan kısa bir süre sonra dönüyor. Samimiyetsiz, riyakar kocaman diller sadece boş konuşmada kullanılıyor.

17 Ağustos 2009 Pazartesi

İnsan Değilsin #2


Usain Bolt, Jamaica


9.58 lik derece ile 100 metre dünya rekorunu bir kez daha geliştirdi. Ortalama hız: 37.58 Km. Bu arada fotodaki buda benden gözüm, önemli değil havası da dikkate değer.

16 Ağustos 2009 Pazar

Resmi Site ve İdareciliğe Giriş Dersleri


Uzun zamandır tekzib.org, azizyıldırım.org kıvamında yayın yapan sokakta havlayan itlere, ağaçlarda cikleyen kuşlara bile cevap vermeyi kendine borç bilen kulübün resmi sitesi resmiyet üzerine ders veriyor. Açtığınız spor sayfaları dahi kesin bir dille haber veriyor, lugano kendi sitesinde haber veriyor, benim kulübümün "RESMİ" web sitesi ne diyor?

"Uruguaylı oyuncumuz Diego Lugano ile anlaşma sağlandığı bildiriliyor."

Kim bildiriyor? Madem oyuncumuz gibi bir ek kullanıyorsun sana senin oyuncun hakkında dedikodu mu yapıyorlar? Herkesin senden alıp bildiriliyor demesi gerekmiyor mu? eğer sana dahi bildiriliyorsa biz haberleri oyuncuların web sitelerinden mi takip etmeliyiz? Bu mudur resmiyet anlayışı? Devamı daha da güzel;

"Oyuncunun bugün saat 15.30'da İstanbul'da olması bekleniyor. Lugano'nun anlaşma şartları ile ilgili açıklama daha sonra resmi yayın organlarımızdan yapılacaktır."

Burası ne tür bir yayın organıdır? Biz resmi haber alalım diye giriyoruz bu siteye, bilmediğimiz başka mecraları mı mevcut? Resmi Twitter açın bari de kurtarın milleti!

Allah akıl fikir versin.

12 Ağustos 2009 Çarşamba

Futbolda Sahada İki Takımın Yer Alması Gerçeği

Başlığımız uzun ve tuhaf oldu lakin konumuz tam anlamıyla budur. Ülkede görev alan teknik adamlar ve gazetecilerin, çocukluğumdan itibaren takip ettiğim kadarı ile farketmediklerine şahit olduğum realitemiz.

Efenim, bu futbol denilen hadisede herkesin sahada kendi takımını izliyor olmasından mütevellit maçtan maça eleştiri yapılırken genelde oyuncunun, teknik adamın, sahada oynayan takımın ağır eleştirler almasına bir hafta övülürken diğer hafta sövülüyor olmasına sebep yine bu gerçeğin farkedilmiyor olması.

Futbolda sizin tüm özelliklerinizi, sahadaki performansınızı sizin gününüzde olmanızdan çok rakibinizin gününde olup olmayışı belirlemektedir. Bir Az Alkmar maçı sonrası Zico hazretleri -ki kendisinin basın toplantısı hayranı idim- basın mensuplarının "vay şunu niye yapmadınız, vay niye önde basmadınız, vay neden böyle oldu" hezeyanlarına "Sahada rakip olmasa bu dediklerinizin hepsini yapardık ama sahada rakip vardı" diyerek açıklama girişiminde bulunsa da Türkiye gibi bir ülkede genelde en akl-ı evvellerin muhabir yapılmasından olsa gerek gereğince anlaşılamadı.

Konunun yazarın aklına geliş sebebi bir arkadaş sohbetinde -Sivas 3-1 Anderlecht ve İBB 1-1 Beşiktaş maçları hakkında- yine benzer temelde bir eleştiri yapılmasıdır. Bu iki maçtan sonra arkadaş ağızlarından dinlediğim eleştirilerin üzerine hiç konmadan ve hatta daha alt düzeyinde olanlarının güzide türk basınında yer alması aslında ne zico'nun ne lucescu'nun ne de futbola dair sağlam bakışı olan az sayıda teknik adamın türk futbol izleyicisine bir şey öğretemeden gittiği gerçeğini acı bir şekilde göstermektedir. -bu kadar uzun cümle olmamalı-

Efenim daha evvelinde Chelsea-Fener -2. maç- maçından sonra yine üst kademe ve binlerce dolar maaaşlı basın mensubları fenerin turu az kalsın geçebileceğinden, chelsea'nin görüldüğü gibi feneri yerle bir edemediğinden, bu chelsea'ye mi fener'in elendiğinden dem vurmuşlar ve o chealse'nin feneri resmen boğup fenere posizyon vermeyişini, erken golden sonra kedi-fare moduna dönüşünü es geçmişlerdi.

Bir fenerli oluşumdan olsa gerek fener üzerinden anlatayım. Bu sezon ki fener'in maçlarında yine rakibe göre değişimler olacağından tutup denizli ve beşiktaş maçlarına bakıp -buna honvedi de ekleyelim- fener ölü, ışık yok, yine eskisi gibi diyenlerin çok olduğunu görmekteyim. Oysa ki ben feneri bu yıl diğer senelerden çok daha farklı görmekteyim.

Öncelikle süper kupa maçında -ilk 75 dakika beşiktaşın hakim olduğu maçta- rakibin alman ortasaha oyuncularının performansı feneri tutuk hale getirmiştir ki bu tutuklukta dahi beşiktaştan daha net pozisyonlar buldular. Futbolda her pozisyonun gol olaması garantisi olmadığından fener 8-10 atarak yenememiş olabilir lakin aynı orta sahaya sahip beşiktaş kendisine hucum etmeyen bir rakip olunca bu iyi basan almanların oyunu o derece iyi kuramadıkları ortaya çıkmıştır. Eğer Denizli beyefendinin şaka yollu 10.5 numara deyü bahsettiği yaratıcı bir arkadaş bulamazlarsa beşiktaş bu sezon yatan takımlara karşı çok zorlanıp derbi maçlarında ise üstün oynayıp kaybedecektir.

Oysa fenerbahçe de durum farklıdır, bire bir markajlar uygulayan ve her daim ekstra motivasyon -2006 Sonrası- ile sahada olan denizli karşısında bol miktarda pozisyona girmekte ve bu pozisyonları ortaya çıkaran orta sahası meziyetinde forveti olmayışından skor 2-0 da kalmaktadır. iki maçında skoru 2-0 olunca bazı bünyeler olayı kavramakta güçlük çekmişler belli ki.

Gözüken o ki bu sene fener'in maç performansı rakibine göre değişecek lakin skor performansı oyunundan çok forvetinin/rakip kalecinin gününde olup olmayışına göre değişecek.

Not: Denizlinin ekstra motivasyonun üzerine alınganlık edilmesin. Dünyanın tüm liglerinde belli vakalardan sonra belli takımlar arasında ekstra motivasyon gerçekleşmektedir. Burda yazarın -bendeniz- bundan bahsetmesi rakibin sahadaki ciddiyetini ifade içindir.

Yeminlen Söylüyorum #4



"Biz olmasak, G.Saray'ın 14 şampiyonluğu olurdu"
Hasan Şaş


Bir öğle uykusundan hemen sonra, beynine kan gidip aklı başına gelince, boş mukavelelere attığı imzaları hatırlayınca